Ekmeğe 5 Para Bile Zam Yok

Tarih 1918 yılının 11 Şubatı. İstanbul’un Sultanahmet semtini mahşeri bir kalabalık kaplamıştır. Topkapı Sarayı ile Sultan Mahmud türbesi arasındaki büyük cadde, caddeye çıkan sokaklar, pencereler, damlar, ağaçlar ve hatta türbe etrafındaki duvarlar tıklım tıklım doldurulmuştur. Bütün halk derin bir teessür içindedir. Kadın-erkek, çoluk-çocuk. genç-yaşlı, binlerce insan ağlayıp hıçkırmakladırlar. Hıçkırıklar arasında, birçoğunun dudaklarından şu sözleri duyulmaktadır “Babamız, bizi bırakıp nereye gidiyorsun?..”
Evet anlaşıldığı gibi bir cenaze merasimi yapılmaktadır. Otuz dördüncü Osmanlı Padişahı Halife-i Müslimîn Sultan II. Abdülhamid bir gün önce vefat etmiştir. Ve cenaze Okumaya devam et Ekmeğe 5 Para Bile Zam Yok

Sultan Abdülhamid Tahtını Nasıl Kaybetti?

Heyet, Sultan 2. Abdülhamid Hana tahttan indirildiğini tebliğ ederken…


İsyanı bastırmak üzere İstanbul’a gelen Hareket Ordusu Yıldız Sarayı’nı sarıp ablukaya alarak açlığa mahkûm ederken; bir yandan da Mecliste padişahın tahttan indirilmesi müzâkere ediliyordu. Padişah muhakeme edilmek istediyse de, İttihatçılar “Ya beraat ederse, Okumaya devam et Sultan Abdülhamid Tahtını Nasıl Kaybetti?

Yahudi Kazığı

Devrindeki engeller ve çetinliklere nisbetle Türk tarihinin şüphesiz en büyük Padişahı, Ulu Hakan II. Abdülhamîd Hân, sırf melek tabiatı yüzünden ezemediği Yahudi’nin sonunda kurbanı olmuş, ona hal’ini bir Yahudi tebliğ etmiş ve Selanik’teki menfasında kendisine bir Yahudi köşkü, zindan vazifesini görmüştür.

İşte bu Abdülhamîd Hân, Yahudilik dâvasının 19. Asırda plâncısı ve aksiyoncusu (Hertzel)in, Filistin’de, Yahudilere yurt yapılmak üzere bir çiftlik kadar toprak isteğine ve buna mukabil bütün “Düyun-u Umumiye” borçlarının Yahudilerce ödeneceği teklifine şu cevabı vermiştir:

– Yahudilere yurt olarak, Filistin’de bir kurabiye kadar bile toprak vermeyi, ne pahasına olursa olsun, kabul edemem!..

Ulu Hakan bu cevabı verirken, istikbâli sezmiş ve Filistin gibi İslâm dünyasının yürek noktasına (stratejik) ehemmiyeti pek büyük bir Yahudi kazığının çakılmasına karşı çıkmıştı.

(Necip Fazıl Kısakürek – Çerçeve 4)